galeriye dön

Bu alanı, Katmanlı Düzenlenmiş Kaleydoskopik Görseller Alanı olarak adlandırıyorum.
Kısaca “kaleydeskopik görsel” olarak tanımladım.
……
İki boyut çerçevesi içerisinde yer alan tüm çalışmalar, üretiminde hangi teknik kullanılırsa kullanılsın görsel olarak tanımlanabilir. Görsel daha genel bir tanım, fotoğraf ise bir tekniktir.
……
Kapalı geometrik görsel örüntüler, bir kişinin bir noktadan hareket ederek başladığı noktaya varışının, kendini arayışının öyküsü aslında. Her şey bir nokta ile başlıyor anlayacağınız. Nokta kavram olarak sonsuzluğun bir başka ifadesi. Görsel olarak adlandırdığım çalışmalarıma bakarken, aslında belki de bu nokta’ya biraz yakından bakıyoruz.
……
Görsellerdeki kaleydeskop etkisi, takıntılı olarak çizdiğim geometrik şekillerdeki belirgin tekrar eden düzenlenmiş formların ve bunlardan oluşan örüntülerin, ‘geometri’den ‘görsel’e kayan, daha yumuşak katmanlardan oluşan bir benzeri. Gözlerimizi böyle bir düzenleme içinde ne kadar gezdirirsek gezdirelim, her zaman başladığımız yere geliriz. Tıpkı hayatta olduğu gibi…

Bir rollercosterda çılgın deneyimler yaşadıktan sonra en sonunda başladığınız yere dönmeniz gibi daha evrensel bir tanım ile “yıldız tozlarından” toprağa… Kapalı döngünün içindeki sürekliliktir, yanılsamalı sonsuzluk…
……
Sanatı denge kavramıyla özdeş tutuyorum, daha doğrusu tüm varoluşu. Evrende her şey bir denge içinde. Somut veya soyut olan her şey varlığını ancak bir denge içinde sürdürebilir. Sanatın kapsadığı her alan bir denge içinde yapılandırılır. Mimariyi düşünün… Arka planda mühendislik ile dengelenmiştir. Dans, spor hattâ içinde şiddet barındıran ancak stilize edilmiş estetik teknikleri doğadan esinlenilmiş dövüş sanatlarının bile ortak özelliği dengedir. Fotoğrafa gelince, çok genel bir tanımlama ile teknik ve estetiğin birlikte oluşturduğu bir dengedir, denebilir. Ve bu dengenin kuralları hem dışımızda hem içimizde mevcuttur. Bu uyumu yakaladığımız ve dışarı yansıtabildiğimiz ölçüde ürettiğimiz denge=sanat’tır.
……
Çektiğim fotoğraflarda da, oluşturduğum görsellerde de bu kaleydoskopik etkiyi ortaya çıkarmaya çalışıyorum.

Manhattan’da çok sayıda fotoğraf çektim. Gidenler görmüşlerdir, burada birbirinden farklı ve hatta zıtlıklarla örgülenmiş tuğla, cam ve metal gibi malzeme ve yüzeylerin bulunduğu mimari yapılar şehrin dokusunu oluşturmakta. Özellikle cam yüzeyli yapılar dev bir kaleydoskop içinde bulunduğunuz ve dolaştığınız hissini yaratır. Bu benim aklımı başımdan alan bir durum.

Bu şehrin, bu dev kaleydoskobun içinde, açıya bağlı olarak yansıtma özelliği olan cam dokular, kimi zaman düzenli, kimi zaman düzensiz örüntüleri zenginleştirerek yeni formlara dönüşür ve derinlik illüzyonları oluşturur. Yüzeyde beliren bu derinlik, renklerin, dokuların ve formların başka bir yüzeyde tekrar yansımasıyla harmanlanır. Bu harmanlanış, formasyon içerisinden deformasyona doğru sonsuza kadar tekrarlanan renk ve ton değişiklikleri yaratır.

Kaleydoskopik görsellerde, tüm bu görsel unsurlar ve örüntülerin çok hassas bir denge ve uyum içinde bir araya getirilerek bu değişik katmanların düzenlenmeleriyle oluşur. Bu sergideki görsel çalışmalarımda,
……
Çeşitli müzelerdeki heykellerin ve Mahhattan’daki bazı parkların fotoğraflarını malzeme olarak kullandım.
……
O halde tüm bu yansımalar, dokular ve derinlikle ilgili fotoğraf çalışmaları, bu görsellerin ana unsurları mıdır?

Kesinlikle. Bu görseller, içinde çok değişik tatlar olan egzotik yemekler gibi ağzınızda değişik tatlar karışmakta. ancak belirgin, baskın bir tadın etkisi hissedilmekte. Yaptığım çalışmalarda çeşitli kültürlerin, kültürel dokularını, eski sanatçıların eserlerini kendi zihnimde canlandırdığım gibi kendi tekniğim ile örüntüler içerisinde tekrar yorumlamaya çalışıyorum. Simetri, yansımalar, tekrar eden örüntüler beni heyecanlandıran, harekete geçiren konular.

Bu çalışmalarda kullandığım zeminler, arka planları oluşturduğum on binlerce yansıma, örüntü, mimari detay ve sanatsal obje veya paternler daha çok yurt dışında çekilmiş fotoğraf arşivimde yer almaktadır.